Lohusalık dönemi sadece 40 gün değildir. Daha derinlere inecek olursak bunun hamilelik dönemi de eşlik edecektir. Uzun bir süre bebek için beklenilen bu mucizevi süreçte insan yorulabilir.
Her ne kadar sonucu mükafatlandırılsa da bu süreç çetrefilli geçmiş olabilir. Anne adayı zaten hamilelik döneminin başlangıcından itibaren hormon değişiklikleri sebebi ile yer yer ağlayabilir ve müthiş derecede duygusallaşabilir.
Gelelim loğusalık dönemine bu dönem hamilelik sürecinden daha zorlu geçebilir elbette bu durumu hafif atlatan bireyler olacaktır ancak bu dönemde yeni bir düzen gelmiş sıfırdan başlanmış olan bir hayata adım atılmıştır.
Lohusalara lütfen anlayışlı olalım, onları alttan alalım. Gerekmedikçe uzun süre misafirlikte durmayalım çünkü bebek ve anne arasındaki güvenli bağın oluşması ve bebeğin beslenme sürecinde annenin ruh sağlığı iyi olmalıdır.
Lohusalara gerekmedikçe akıl vermeyelim. Onları anlamaya gayret edip onlara yanında olduğumuzu sezgisel olarak fark ettirelim.
Anneler içgüdüsel olarak bebekleri için zaten en doğru kararı vermeye çalışacaktır. Bu dönemin ardından bebeğin de hassas bir bağışıklık sistemi olduğunu hatırlayalım. Sürekli anne ve bebeğin birbiri ile temasının olmasına katkı sağlayalım.
Eğer lohusa bireyin, ev işleri birikmiş ise yardımcı olalım ancak işleri bitince dinlenmeleri için onlara alan açalım.
“Sütün gelmiyor mu?; “bu çocuk aç böyle olmaz”, demek yerine “her şey yolunda gidecek diye motivasyon verelim. Sonuçta rızkı veren bellidir. Lohusa bireyin bir süre evi dağınık olabilir, uykusuzluk çekebilir anlayış ile karşılayalım.
Sonrasında zaten bebek ve anne ile iletişimi gerçekleştireceksinizdir. Hatırlayalım ki en kritik dönemler hep akılda kalır bu dönemleri güzel hatıralar ile taçlandıralım.
Maddi manevi imkanlar eğer ihtiyaç duyuluyor ise yardımcı olmaya gayret edelim.
Sağlıkla ve anlayışla dolu bir ömür dilerim.